Fındığın Tarihçesi
Fındık meyvesi çok eski zamanlardan bu yana beğenilerek tüketilmektedir. Zaman zaman hükümdar sofralarına giren fındık meyveleri sonraları Akdeniz bölgesinde ticaretin artması ve genişlemesi ile bir servet ve bereket timsali halini almıştır.
Dünya çapında yetiştirilme alanı bulan ve rağbet gören fındık, tarımla uğraşan birçok küçük işletmeli ailelerin geçim kaynağı olmuştur. Daha sonraları yetiştirilme alanları genişletilerek ithalatta ve ihracatta yerini almıştır.
Fındık insan hayatına öyle bir yerleşmiştir ki geçmişten bugüne kadar edebiyatta, folklorda, sözlüklerde, seyahatnamelerde ve hatta tıpta adından bahsettirmiştir. Böylelikle fındık insanlığın vazgeçilmez ürünlerinden biri olmuştur.
Çeşitli kaynaklardan yararlanılarak hazırlanan bu tezde, fındığın tarih boyunca gelişimini, türlerini ve dünyada ki üretim alanları hakkında geniş bilgiler verilmeye çalışılmıştır. Fındığın geçmişini zenginlikleri ortay koymak amaçlanmıştır.
Giriş
Ülkemizde ekonomik, sosyal ve doğal kaynakların korunması yönünden önemli bir yere sahip olan fındık bitkisi; çiçekli bitkiler (spermatophyta = phanerogamae), kapalı tohumlular (Angiospermae) alt şubesi, iki çenekliler (Dicotyledonae) sınıfı, serbest taç yapraklılar (Choripetalae) alt sınıfı, mantolular grubunda, kayıngiller (Fagales) takımı, huşgiller (Betulaceae) Familyası fındıkgiller (Corylus) cinsi içinde yer almaktadır.
Fındığın Kuzey Yarım kürenin ılıman iklim kuşağını, Japoya'dan, Çin, Mançurya, Kafkasya, Türkiye, Avrupa ve Kuzey Amerika'ya kadar yabani formlar biçiminde kapladığı bilinmektedir. Kültür formlarını oluşturan en önemli türler ise Artvin'den Kırklareli'ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Dağları ve Kuzey Geçit bölgelerinde yoğun olarak bulunmaktadır. Fındığın kültüre alınma tarihi 2500 yıl öncelerine kadar dayanmaktadır. Enophen İsa'dan önce 400 yıllarında Kuzey Anadolu'da Pontus Euxinus'da (Kerasus) (Giresun) Pontus Yemişi adını verdiği ufak bir meyveden bahsetmektedir. Bu kadar eski kültür izine rastlanması sonucu fındığın anavatanının yurdumuzun Karadeniz Bölgesi olduğu ve kültür fındığının dünyaya buradan yayıldığı kabul edilmektedir. Bu meyvenin 600 yıldan beri ticareti yapılmaktadır. Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan 16 çeşit fındık mevcuttur. Buna ilave olarak Giresun' da bulunan Fındık Araştırma Enstitüsünde 30 yıldan beri süregelen seleksiyon ve melezleme çalışmaları sonucunda ticari üretimi yapılabilecek 7 çeşit adayı daha geliştirmiştir.
Kültür fındığı, Kuzey Anadolu'dan, önce Yunanistan'a oradan da İtalya'ya götürülmüş, bu ülkede Avella şehri civarında yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış ve önemli türü olan Corylus Avellana L. adını bu yöreden almıştır. Sicilya ve İspanya'ya Araplar eli ile ulaşmış, Fransa'da çok yaygın zamanlara kadar önemli bir kültür bitkisi olarak ele alınmıştır. İngiltere ve Almanya'da çoğunluğunu Corylus Maxima Mill.'in oluşturduğu ve doğal flordan seçilmiş tipler büyük ilgi uyandırmıştır. ABD'de ise, fındık yetiştiriciliği son 70 yıl içinde gelişme göstermiş, güçlü araştırma ve geliştirme programları ile desteklenerek önemli bir sıçrama yapmıştır.
Dünya Dillerinde Fındık
Fındık kelimesi Türkçe olmamakla beraber Bundukdar gibi istilah şekilleri eski dilimize yerleşmiştir.
Fındık kelimesine dair, dünya sözlüklerinden elde edilebilen lengüistik bilgi sıra ile aşağı alınmıştır.
Fındık kelimesi (Pontus Cevizi) manasına gelen Yunanca Pontikon Karyon'dur. Rumcası Leptokarion (ince ceviz) halk dilinde fındıktır. Ermenice Kalin, Arnavutça Lajthi olarak kullanılır.
Botanikte Corlyus Avellane Pontika olan fındık kelimesini İranlılar bizden Funduk, Araplarda Bunduk şeklinde almış olup Arapçada Elculuz olarak da kullanılır. Çincede Chen-tse yahut Chen-li, ilmi adı (Corlyus heterophylla, Fısch) dır.
Türkiye haricinde kalmış Türklerde fındık karşılığı olarak taklidi ses esasına dayanan çit kökünden gelme kelimelerle ifade olunur.
Kazan - Çitlevük
Kırım - Çetleük
Kumuk - Çertlevük
Türkiye Türkçesinde de Çitlembik şeklinde de kullanılır.
Fındığın Başlıca Avrupa Dillerindeki Karşılıkları:
Hint - Avrupa ana dilindeki itibari kökleri: Qos(e)lo (fındık yemişi); Lazd (fındık fidanı)
Germenlerde; eski Nordca: Hasl
İsveç, Norveççe: Hassel
Eski Yüksek Almanca: Hasal
Almanca: Hassel, Hasselnuss
Anglosaksonca: Haesel
İngilizce: Hazel, Hazelnut
Felemenkçe: Hazelaar
Amerikanca: Filberts
Latinlerde:
Latince: Corulus, Corylus
Eski Fransızca: Avelaine
Fransızca (küçük ceviz): Noisette
İtalyanca: Nucciola
İspanyolca: Avellana
Portekizce: Avella
Romence: Aluna
Güney Batı Avrupa'nın fındık yetiştirdiği yer İtalya'nın Campanla bölgesinde bulunan Abella şehri idi, bundan ötürü bu yemişe de Abella Cevizi manasına olarak (nux abellana) denilirdi, sonraları bu Avellana olmuştur.
İslavlarda: Müşterek kök orman manasına gelen les ile ifade olunur.
Rusça (orman cevizi): Liesnoy oreh
Polonezce: Leszczyna
Çekçe: Liska
Sırp - Hırvatça: Leska
Bulgarca: Leşnik
Baltıklarda:
Eski Prusça: Laxde
Litvanca: Lazd'a
Letçe: Lagzds
Fince: Pahkina
Macarca: Mogyoro
Yazar: Giresun Valiliği